Modern bisikletin 19. yüzyılın ikinci yarısında icadıyla birlikte insan gücünün bir ulaşım aracını ilerletmek için kullanılması mümkün olmuştur. İnsanın bisiklet sürmek için kaslarını kullanması dünya tarihi için büyük bir buluştur. Son yüzyıl içerisinde bisiklet önemli gelişme göstermiş , günümüzde de yaygın olarak ulaşım aracı, spor ve eğlence amaçlı kullanılmaya devam edilmektedir. Bisiklet sürmenin biyomekağiniğinin anlaşılması tıp araştırmalarının da konusu olmaya devam etmektedir. Bisikletin hareket etmesini ve vücudun bisiklet üzerinde dengesini sağlayan kasların rolününün anlaşılması yanında bu hareket esnasında çevresel ve ergonomik etmenlerin etkisinin bilinmesinde de fayda vardır. Bisiklet sürerken vücut üç noktada bisiklete temas etmektedir. Ellerin dümenle , pelvisin selle ile ve ayakların pedallarla teması söz konusudur. Hareketin sağlanması özellikle bacak kasları ile mümkün olurken gövde ve üst ekstremite kasları stabilizasyonun sağlanmasına katkı yapmaktadır. Bisiklet sürmenin biyomekaniği bisikletin çeşidine göre ve çevresel faktörlerle etkilenebildiği gibi vücudun hareket esnasındaki pozisyonuna göre de etkilenebilmektedir. Bisiklet sürmenin biyomekaniğinin anlaşılması bisiklete bağlı gelişebilecek ortopedik bazı rahatsızların teşhisini kolaylaştırması yanında bunların önlenmesinde ergonomik bazı tedbirler için de ışık kaynağı olacaktır.
Ay: Ocak 2019
Kalça Ağrısı (Koksalji)
Kalça ağrısı, hastanın ağrıyı tarif ettiği bölgeler göz önünde bulundurularak, ön, dış yan ve arka kalça ağrısı şeklinde sınıflandırılabilir. Ayrıca, başka sistem rahatsızlıklarında da yansıyan kalça ağrısı yakınması olabilir.
Kalça ekleminde ağrı nedeni olabilecek çok sayıda hastalık arasında ayırıcı tanı yapabilmek için, hastanın değerlendirilmesine öncelikle iyi bir klinik öykü sorgusuyla başlanmalı, ardından klinik öyküdeki mevcut pozitif bulgular üzerinden, sistematik bir fizik muayene ile ayırıcı tanı yelpazesi daraltılmaya çalışılmalıdır. Kalça eklem kireçlenmesi (koksartroz) diz ve kalça ekleminden sonra üçüncü en sık görülen dejeneratif eklem tutulumudur. Osteoartroz özellikle 60 yaş üstü ve kadınlarda daha sık görülmektedir.
Klinik öykü sorgusu ve fizik muayene ardından, röntgen ve yumuşak doku ultrasonografi değerlendirme ile tanıya yönelmek hata yapma ihtimalini de en aza indirecektir. Kalça ağrısı tanımlanan hastada fizik muayeneye başlamadan önce mutlaka ayrıntılı klinik öykü sorgulaması yapılmalıdır. Hastanın ağrı ile birlikte şikâyetlerinin ve semptomlarının tanımını yapması istenmelidir. Semptomların süresi, devamlı ya da aralıklı olup olmadıkları sorgulanmalıdır. Ortaya çıkış şekli, lokalizasyonu, şikayetlerin spesifik hareket ya da işlerle ilişkisi, kalça ağrısının ana semptom olup olmadığı, mekanik semptomların varlığı, şikayetler nedeniyle fiziksel ya da gündelik aktivitelerin etkilenip etkilenmediği sorgulanmalıdır.
Boyun Traksiyon Tedavisi
Boyun ( servikal ) traksiyon boyun omurları arasındaki eklem yüzeylerini veya kemik fragmanlarını ayıracak ve çevre yumuşak dokuyu gerip, uzatacak şekilde bir gücün veya güç sistemlerinin uygulandığı bir tekniktir. Boyun kas spazmları yanında boyun fıtığı, boyun omurga kireçlenmesine bağlı sinir kökü sıkışmalarının tedavisinde kullanılır.Tedavinin amacı ağrısız,fonksiyonel düzelme sağlanmasıdır.Traksiyon, uygun yönde yeterli miktar ve sürede bir kuvvetin uygulanması ile elde edilir. Aynı anda hastanın vücudu eşit ve zıt kuvvetle buna karşı koyar. Kuvvet, genellikle mekanik bir çekme sistemi ( bilgisayar kontrollü traksiyon veya manuel olarak TracCollar kullanılması ) ile uygulanır. Bu şekilde intermittan (çekmeleri arasında saniyeler süren dinlenme periyodları olan) mekanik servikal traksiyon uygulanmış olur. Tedavi genellikle diğer uygun yöntemlerle de kombine edilerek 10-15 seans şeklinde düzenlenir.
Ayak Bileği Eklemi
Ayak bileği normalde sadece bir düzlemde harekete izin veren basit bir menteşe eklemidir. Ayak bileği öne bükülme ( dorsifleksiyon ) ve arkaya bükülme ( plantar fleksiyon ) hareketlerine izin verir. Yük taşıyıcı stresler üstte kaval kemik (tibia) altta ise aşık kemiği (talus) ve topuk kemiği (calcaneus) eklem yüzeyleri tarafından taşınır. Dış yanda bulunan kamış kemiğin (fibula) bu noktada görevi yoktur. Kemik yapıların yüzeylerinin birbirine uyumu ayak bileğine doğal bir stabilite kazandırır. Çevre bağları ise bu oluşumu destekleyerek katkıda bulunur. Dış yanda kaval kemiği ile kamış kemiği arasındaki bağlar ile kemikler arası zayıf bir zar ; ayrıca kamış kemik ile aşık kemiği ve topuk kemiği arasındaki bağlar bulunur. İç yanda ise üçgensi şekilde kuvvetli deltoid bağ bulunur.
Dirsek Bursiti ( Bursitis Olecrani )
Bursitis olecrani dirsek arka bölgede ciltle kemik arasında bulunan keseciğin şişmesidir. Genellikle dirsek bölgesine tekrarlanan bası uygulaması veya doğrudan travma neticesinde meydana gelir. Romatoid Artrit rahatsızlığında da sıklıkla olabilmektedir. Şişen keseciğin bakterilerle infekte olmadığı sürece hastada ağrı şikayeti olmaz. Tanı klinik muayene ve muskuloskletal ultrasonografi ile olmaktadır. Tedavisi öncelikle konzervatiftir. Kese içerisindeki sıvı enjektörle çekilerek ihtiyaç halinde kortikosteroid enjekte edilir. Kompresyon bandajı uygulanır. Bunun dışında fonoforez, iğnesiz mezoterapi , lazer tedavileri uygulanabilir. Konzervatif tedaviye cevap vermeyen veya infekte olgularda operasyonla kese çıkartılır ( Bursektomi ) .