Duygusal Travma Kronik Ağrı Sebebi Olabilir Mi ?

Araştırmalar, kronik ağrının sadece fiziksel yaralanmalardan değil, aynı zamanda stres ve duygusal sorunlardan da kaynaklanabileceğini göstermektedir. Özellikle duygusal travma geçirmiş ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu (PTSD) olan kişilerde kronik ağrı riski daha yüksektir.
Kronik ağrı, kısaca doğal iyileşme sürecinden daha uzun süren, uzun süreli fiziksel ağrı olarak tanımlanır. İnsan ne kadar endişeli ve stresliyse, kaslar o kadar gergin ve ağrılı olabilir. Çözümlenmemiş duygusal sorunlar nedeniyle psikosomatik semptomlar veya stresle ilgili semptomlar ortaya çıkabilir.

Şiddetli duygusal travma sırasında, sinir sistemi sayesinde insan hayatta kalma moduna (sempatik sinir sistemi) girer. Kişi bazen tekrar normal, rahat moduna (parasempatik sinir sistemi) geri dönmekte zorlanır. Sinir sistemi hayatta kalma modunda kalırsa, kortizol gibi stres hormonları sürekli salınarak kan basıncında ve kan şekerinde artışa neden olur ve bu da bağışıklık sisteminin iyileşme yeteneğini azaltabilir. Vücut sürekli sıkıntı içindeyken fiziksel belirtiler kendini göstermeye başlar.

Önceden duygusal travmaya uğramış kişiler strese diğer insanların yaptığı gibi tepki vermezler. Baskı altında, yeniden travma geçirmiş gibi hissedebilirler. Bu tip durumlarda beyin tetiklenerek ağrı oluşturabilir.

Diz Ekleminde Menisküs

Diz eklemini oluşturan 3 kemik bulunmaktadır. Uyluk (femur), bacak (tibia) kemiği ve önde diz kapağı (patella) kemiğidir.

Diz eklem yüzleri birbirlerine çok uygun olmadığı için diz eklemi; eklem bağları(ligamentler) ve kıkırdak yapıdaki menisküslerle güçlendirilmiştir. Diz ekleminin önemli yapılarından olan menisküsler iç ve dış olmak üzere iki adettir. İç menisküs daha çok C – harfine benzerken, dış menisküs daha çok O- harfini andırır. Menisküsler fibroelastik kıkırdak yapısında olup kollajen, proteoglikan, glikoprotein ve hücresel elementler içerir. Yapısının yaklaşık %65-75’i sudur. Bu yapısıyla kemik yüzeyini örten kıkırdaktan daha elastiktir. Şok emici özelliği oldukça fazladır. Menisküsler ayrıca diz eklemini oluşturan kemiklerin yüzeylerinin daha uyumlu bir araya gelmesini sağlar. Bu şekilde yükün daha dengeli dağılması mümkün olur. Menisküsler çapraz bağlarla birlikte eklem stabilizasyonunda rol alır. Menisküsler ortalama 1cm genişliktedir. Kalınlığı ortalama 5mm olup eklem merkezine doğru azalır. Eklemin merkezine doğru olan %75 lik bölümler eklem sıvından beslenir. Bu nedenle yırtık veya zedelenmelerinin kendiliğinden iyileşme kapasitesi düşüktür. Eklemin dış kısmına yakın olan %25 lik menisküs bölümlerinin kanlanması diz atar damarlarından geldiği için kendiliğinden iyileşme kapasitesi de daha iyidir.

Rizartroz : Başparmak Kök Eklem Kireçlenmesi

Başparmak, el fonksiyonumuzun yaklaşık yarısını oluşturur. El bilek bölgesinde başparmak tarak kemiği ile el bileği trapez kemik arasında birçok harekete izin veren saddle (eyer) tipi eklem vardır. Burası başparmak kök eklemi şeklinde de tarif edilmektedir. Bu eklemdeki yüksek derecede hareketlilik nedeniyle, her gün yaptığımız aktivitelerden dolayı eklem arasındaki kıkırdak yıpranmaya  meyillidir. Bu kök eklemin kireçlenmesi (Rizartroz), elde ağrı ve güç kaybına neden olmaktadır. Rizartroz, genellikle 40 yaş sonrası kadınlarda daha sık görülmektedir.

Supraspinatus Kası

Supraspinatus kası omuz kavşağında bulunur. Kürek kemiği arka bölümünde, elimizle deri altında kolayca hissedebildiğimiz dikensi kemik çıkıntısının hemen üzerindeki çukurdan başlar. Dışa doğru bir araya toplanan kas lifleri üst kol kemiği (humerus) üst dış yanındaki büyük tepede, tuberculum majus’ta sonlanır. İç tarafta trapez kası, dışyanda ise deltoid kas önünde bulunur. Kasın kirişi omuz ekleminin
kapsülüne yapışıktır.
Supraspinatus kası kolun yana doğru kalkarak gövdeden uzaklaştırma hareketini (abduksiyon) başlatır. Omuz eklemini kuvvetlendirir, stabilize eder. Rotator manşeti oluşturan kas gurubunun üyesi olan supraspinatus kası kolun dışa doğru bükülmesine yardımcı olur.