Plantar fasiit, özellikle yetişkinlerde yaygın bir topuk ağrısı kaynağıdır. Bu durum, topuk kemiğini parmaklara bağlayan ve ayağın kemerini destekleyen plantar fasya adı verilen, ayağın alt kısmında uzanan bir doku bandının tahrişi veya iltihaplanması sonucu ortaya çıkar. Plantar fasiitten muzdarip olanlar genellikle sabah ilk adımlarında ya da uzun süre hareketsiz kaldıktan sonra en yoğun ağrıyı hissederler; bu ağrı, uzun süre ayakta kalındığında da artabilir.
Plantar fasiit en çok 45 ile 64 yaş arasındaki bireylerde görülür. Risk faktörleri arasında obezite, uzun süre ayakta kalmayı gerektiren işlerde çalışma ve ayak bileği esnekliğinin azalması yer almaktadır. Bu faktörlerin anlaşılması, önleme ve erken müdahale için önemlidir.
Plantar fasiit tanısı genellikle klinik bulgulara dayanır; karakteristik topuk ağrısı ve muayene sırasında hassasiyet ile belirlenir. Tanının belirsiz olduğu veya belirtilerin başlangıç tedavisine rağmen devam ettiği durumlarda, ultrason veya MR gibi ileri görüntüleme teknikleri kullanılabilir.
Plantar fasiitin tedavi seçenekleri, ağrı yönetimi, bölgesel kan dolaşımının artırılması ve yumuşak doku mobilizasyonuna odaklanır. Hastalara, semptomlarını kötüleştiren aktivitelerden kaçınmaları önerilir. Etkili stratejiler arasında, baldır kaslarını ve plantar fasya ile ilgili esneme egzersizleri yapmak, baskıyı azaltmak için ortotik cihazlar kullanmak ve gece ateli giyerek uyku sırasında ayak bileği ve parmakların pozisyonunu korumak bulunmaktadır. Daha kalıcı vakalarda, radiyal şok dalga tedavisi (RSWT) , lazer tedavisi, IASTM tedavisi, kortikosteroid enjeksiyonları veya platelet zengin plazma tedavisi düşünülebilir. Konservatif tedavilere yanıt vermeyen hastalar için cerrahi seçenekler mevcuttur. Birçok birey zamanla semptomlardan kurtulsa da,tedavi edilmeyen vakalarda topuk ağrısı aylarca hatta yıllarca sürebilir. Araştırmalar, tanıdan bir yıl sonra hastaların %80’inin hâlâ semptomları olabileceğini göstermektedir; bu da plantar fasiitin erken müdahale ve etkili yönetim stratejilerinin önemini vurgulamaktadır.
Yaşlandıkça bedenimizde ve beynimizde değişiklikler normaldir. Ancak, hafızadaki düşüşü yavaşlatmak ve Alzheimer hastalığı veya diğer demans türleri riskini azaltmak için alabileceğimiz bazı önlemler vardır. İşte bunlardan altısı:




