Boyun Traksiyon Tedavisi

Boyun ( servikal )  traksiyon boyun omurları arasındaki eklem yüzeylerini veya kemik fragmanlarını ayıracak ve  çevre yumuşak dokuyu gerip, uzatacak şekilde bir gücün veya güç  sistemlerinin uygulandığı bir tekniktir. Boyun kas spazmları yanında boyun fıtığı, boyun omurga kireçlenmesine bağlı sinir kökü  sıkışmalarının tedavisinde kullanılır.Tedavinin amacı ağrısız,fonksiyonel düzelme sağlanmasıdır.Traksiyon, uygun yönde yeterli miktar ve sürede bir kuvvetin uygulanması ile elde edilir. Aynı anda hastanın vücudu eşit ve zıt kuvvetle buna karşı koyar. Kuvvet, genellikle mekanik bir  çekme sistemi ( bilgisayar kontrollü traksiyon veya manuel olarak TracCollar kullanılması )  ile  uygulanır. Bu şekilde intermittan (çekmeleri arasında saniyeler süren dinlenme periyodları olan) mekanik servikal traksiyon  uygulanmış olur. Tedavi genellikle diğer uygun yöntemlerle de kombine edilerek 10-15 seans şeklinde düzenlenir.

Kas- İskelet Ultrasonografisi – MSK USG

Kas iskelet ve yumuşak doku hastalıklarının tanısında Muskuloskletal ultrasonografi (MSK- USG) çok önemli bir role sahiptir. Ultrasonografi tanının yanı sıra hastalığın tedavi sonucu ve olası komplikasyonlarının takibinde de önemli rol oynar. Ultrasonografi ile görüntüleme ses dalgalarından yararlanılarak yapılır. İnsan kulağının duyamayacağı frekansta ses dalgaları problar vasıtasıyla vücuda gönderilir ve ilgili organlardan yansıyan ses dalgaları ekranda görüntü oluşturur.

Ultrasonografi kolay ve hızlı uygulanabilir olması, radyasyon içermemesi ve ucuz maliyeti nedeniyle kas-iskelet lezyonlarında tercih edilen bir yöntem haline gelmiştir. Özellikle yüksek çözünürlüklü propların devreye girmesiyle birlikte başta romatolojik hastalıklar olmak üzere yüzeyel doku patolojilerinde tanı değeri günden güne yükselen bir yöntem olmuştur. Ultrasonografide kemik gibi sert dokular beyaz, kistik organlar siyah, yumuşak dokular ise grinin tonları şek- linde görülür.Gelişen teknoloji ile birlikte kan damarlarındaki sıvının yönü ve hızı renkli Doppler ultrasonografi (RDUS) inceleme ile yapılabilir hale gelmiştir. Renkli Doppler USG’de cihaza doğru olan akımlar kırmızı, cihazdan uzaklaşan akımlar ise mavi olarak görülür. Özellikle tümör ve enfeksiyon ayrımında Doppler USG oldukça faydalıdır.

Gövde Ve Sırt Kaslarının Önemi

Gövde Kas Sistemi vücudun dengede durmasında ve gövde hareketlerinin sağlanmasında görevlidir. Gövde ve uzuvların çeşitli hareketlerine uyum sağlayabilmek için, karın ve sırt kas sistemi gövdeye destek olur. Bu kasların esas görevi, dik duruşun korunmasıdır. Omurga, bu açıdan yelkenli bir geminin direğini andırır; bir destek sistemi içerir ve leğen kemiği üzerinde dik pozisyonda durur. Omurganın her iki tarafında bulunan ve gövdenin arka grubunda çok sayıda kas  yer almaktadır. Bu kaslar gruplar yada demetler halinde uzunlamasına ve kısmen de eğik olarak yerleşmişlerdir ve omurga boyunca yukarıya doğru uzanırlar, geçtikleri bölgeye göre isim alırlar.Karın kas sistemi ise bir kaç yassı kas tabakası içerir. Bunlar göğüs kafesinden leğen kemiği üst sınırlarına kadar uzanır. Karın kasların gövde hareketi dışındaki diğer işlevleri arasında, karın organlarını korumak ve solunuma yardım etmek de vardır. Omurgayı oluşturan omurlar arasındaki hareketler 3 düzlemde gerçekleşir. Öne -arkaya bükülme, sağa- sola bükülme ve dönme hareketleri ile omurga üç düzlemde hareket etmiş olur.Omurgadaki hareketin büyük bölümü boyun ve bel bölgelerinde gerçekleşir. Göğüs omurgasındaki hareketler kaburgalar nedeniyle kısıtlanmıştır. Kuyruk ve kuyruk sokumu bölgelerinde hareket yoktur. Hareket oluşturan kaslar genelde omurganın önünde yada arkasındadır. Karın ve sırt kas sistemi, kas lifi demetlerinin farklı diziliminden kaynaklanan dinamik bir gerilim ile gövdeyi destekler.Bu durum, karmaşık hareketlerin geniş bir yelpaze içinde gerçekleşmesine izin verir.

Fasya – Vücudun Az Bilinen Ağsı Yapısı

Fasya (fascia) Latince‘den gelir, “bant” demektir. Fasya hemen deri altından yüzeyel başlayan, tüm vucut organlarını saran ağ şeklinde bir sistemdir. Oldukça organize ağsı bir yapısı vardır. Fasya,  kas ve organları çevreleyerek birbirinden ayırdığı gibi onları sabitleyerek ve destekleyerek korur . Fasya ağsı bağ doku yapısıyla bütün vücudu sarar.  Kemikleri, kas liflerinin, kas gövdesinin, organların, atardamarların, toplardamarların ve sinirlerin etrafını sarar. Organlar günlük yaşamımızda kullandığımız kaslarımızla fasya aracılığı ile bağlantılıdır. Fasya zar sistemi özetle deri altında yüzeyel başlayıp tüm organları saran ağsı bir bağ dokudur. Geniş manada tüm dokuları bir arada tutan 3 boyutlu, örümcek ağına benzer biyolojik bir kumaştır.

Deri altı fasya komuşuluğunda birçok sinir ucuna ev sahipliği yapar. Bu nedenle deri altı zardaki rahatsızlıklar  bulunduğu bölgede ağrı ve hareket kısıtlılığı yanında yansıyan ağrılar da  yapabilmektedir. Fasyanın yapısı daha iyi anlaşıldıkça ortopedik bazı rahatsızlıklardaki bu zar yapının rolü de daha sık sorgulanır hale gelmiştir. Özellikle miyofasiyal ağrı gibi günlük yaşamı büyük oranda olumsuz etkileyen rahatsızlıkların tedavisinde bu zara yönelik tedaviler geliştirilmiştir. ( bkz. IASTM )

Düz Karın Kası ( Rectus Abdominis ) Yırtığı

Karın kaslarından musculus rectus abdominis dediğimiz düz karın kası üstte göğüs kemiği ve kaburga kıkırdaklarından başlayarak aşağıda leğen kemiğine yapışır. Spor yaparken aşağıda yapışma yerlerinde zedelenme ve yırtıklar olabilmektedir. Özellikle futbolcularda şut çekerken veya tenisçilerde bu tip bir yaralanma olabilmektedir.

Sporcu ters hareket sonrası yaralanma olan kasık bölgesinde şiddetli ağrı hisseder. Yaralanma ile birlikte olan kanamalar ciltte morarmalar yapabilir.

Teşhis klinik muayene ve yumuşak doku ultrasonu ile konur.

Tedavisinde soğuk uygulamaları, inflamasyon giderici ilaçlar, Lazer tedavisi yapılabilir. Sporcunun tam iyileşmesi 4-6 hafta süre alabilmektedir.